30 Mayıs 2014 Cuma

NECİP FAZIL KISAKÜREK/REİS BEY                                                                                                                                                                                                                                                                                                                    -TİYATRO SENARYOSU-                                                                                                                                                                                                                                                            Reis bey – Ölümü metanetle karşılamanız güzel. sizden yeni bir adam peydahlanmış, duruşmalardaki sanığa benzemiyorsunuz. Yazık! Avrupa’da felsefe tahsili, şu bu derken her şeyde yarım kalmak! Sonra her türlü serserilik, kumar, eroin, nihayet anne katilliği! Ağlanacak hal!
İdama mahkum edilen genç – Etmeyin reis bey! siz ağlayamazsınız!Ağlayabilseydiniz, anlayabilirdiniz. Siz merhametten, acıma duygusundan yalnız kötülük doğacağına inanmışsınız. Yerine göre haklısınız. Fakat ondan ne büyük iyilik doğacağını unuttuğunuz için, en büyük hakkı kaybediyorsunuz! Rahmet kaldırılmış sizin kalbinizden! Buz çölünde yol alıyorsunuz!
Reis bey! Mühürlü kalbinizin açılmasını dilerim.
Dadı –Sen burada ha! Ne zamandan beri seni bulmak,yüzüne tükürmek geçiyordu içimden !
Reis bey – Neden tükürmüyorsun?..   Geldiğine iyi ettin dadı,ben de seni arıyordum.
Dadı – Ne yapacaktın!
Reis bey –Beni affetmeni isteyecektim…
Dadı –Eğer ben seni affedersem,yeryüzünde suçu bağışlanmadık insan kalmaz!
Reis bey – Yeryüzünde suçu bağışlanmadık insan kalmaması için beni affet!Dadı – Aman ALLAH’ım! Sen o reis misin!
Reis bey – O adamım ama o reis değilim…
Dadı – Yoksa bu da kendini kurtarman için bir numara mı ?!.
Reis bey – Eğer varsa öyle bir numara, öğret de kurtulayım!
Dadı – ALLAH’a başvur! Bende öyle bir kuvvet yok!
Reis bey – Sen affet ki, ALLAH da affetsin !
Reis Bey - Bu ne acındırıcı matık.Ben diyorum ki her fert baş ucuna suçlu benim herkes suçsuz levhasını asmalıdır.Ben diyorum ki yegene kurtuluşumuz herkesin herkesi affetmesidir.Ama görüyorum ki anlatamıyorum hissediyorum ama anlatamıyorum.
Reis Bey - Çocuk ağlayabilseydiniz anlayabilirdiniz demişti ağladıkça anlıyorum.Artıkbütün mantık hesaplarımı kaybettim.Hem de öylesine kaybettim ki Amerika da bir cinayet işlense dünya çapında bir ses sorsa katil kim benim diye haykırabilirim.Soğuk kış geceleri köprü altında yatan çıplakların vebali benim boynum da gömleğimin yakasında isterlerse çağreme adli tıp baksın fakat bir hastaneye girsem de kankanseri çeken hastalar görsem acaba onları bu hale ben mi getirdim diye düşünüyorum.Acaba ben ne yaptım.Uykuda, baygınlıkta, annemin karnında, babamın kanında hangi cinayeti işledim, hangi mukaddesi kirlettim ki kendimi gelmiş gelecek tüm fenalıkların sorumlusu biliyorum.Dışımdan arıyorlar içeme doğru suçluyum ben.Bir de kalkmış kendimden birine ondan öbürüne geçen bir merhamet yangını çıkar bütün ülkeyi sarar diye tımarhanelik bir hayalin peşine düşmüş gidiyorum.
Reis Bey - Göklerin merhamet dolu olduğuna inanıyorum… Bizse nefsimizin beton çatısını tepemize dikmiş, yaşamayı öldürüyoruz! merhamet… Alem bu temel üzerinde!
Eğer toprağa, tohuma, hatta kire, lekeye merhamet olmasaydı, su olur muydu? Rengi merhamet, sesi merhamet, pırıltılı şırıltılı su…
Ne duruyorsunuz! Sökün sahte su borularını! Ev ev merhamet şebekesi kurun! tepelerinizdeki çatıları da yıkın! Göklerle temasa geçin! O zaman göreceksiniz ki; acı su borularından, kendi kendine tatlı su akacak… Ve başlar üstünde, güneşe yol veren kubbeler yükselecek…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder